Yol Maceraları-I: Acaba?

Baktım yaklaşık bir aydır bloga bir şey yazmamışım. Sebebi sadece sınavlar değildi, benim de tembelliğim bir etkendi tabi ki. Neyse dedim kesin bu otobüs yolculukları ilham veriyordur adama, aldım defter kalemi atladım otobüse, ver elini Adana. Yanlış anlaşılmasın Adana’ya yazı yazmak için gitmedim. Neyse, giderken 3 tane yazı yazdım. Bu birazdan okuyacağınız ilki. Diğerlerini de yakın zamanda ekleyeceğim.

İyi Okumalar

Acaba?

Fener’in Türkiye Kupası’nı kaldırdığını hatırlayan çok insan yok şu ülkede. (Genç bir ülkeyiz ne de olsa) Bunu başarabilmek için, en azından 35-40 yaşında olmak lazım. Ben değilim. Olan pek arkadaşım da yok. Ama insan merak ediyor, nereye kadar sürecek bu?

Gerek grup statüsünün gelişinden önce gerek sonra, Türkiye Kupası biz taraftarların gözünden çok değerli bir kupa olamadı. Aynısı takımlar için de geçerli diyebiliriz. Tamam, her büyük takım lige, her dalda başarıyı hedefleyerek başlıyor ama ne zaman ki “Lig-Türkiye Kupası-Avrupa” üçgeninde sıkışsalar, en az önem verdikleri hep Türkiye Kupası oluyor. Bu yüzden olsa gerek, Türkiye’nin –benim gözümde– rakiplerinin bir adım önünde, en iyi 2. takımı olan Fener’in son Türkiye Kupası’nı 25 yıl önce kaldırmış olması. Ama vakti geldi mi acaba?

Ben bu yazıyı yazarken, Fener Sivasspor’u eleyip finale yükselmişti. Rakibi de büyük ihtimalle Ankaraspor’u geçecek olan Beşiktaş olacak. (Gelecekten gelen ses: oldu zaten!) Peki, bu sene, 25 yıl aradan sonra Fener alabilecek mi kupayı? Bence hayır. Neden mi? Cevabı basit. Bir, adamlar Beşiktaşlılarla mukayese edildiğinde bayağı kötü oynuyorlar, iki, üstüne bi de Fener forması giyiyorlar. Yılların laneti var üzerlerinde.

Normalde bu tip yorumlar maç günü falan yapılır ama ben kendime güveniyorum. Bu şartlar altında, Türkiye Kupası’nı Beşiktaş-Ankaraspor eşleşmesinin galibi alır.

Okuduğunuz için teşekkürler.



login