Sizi Vincent’la tanıştırayım. Vincent bizim otoparktaki köpek çetemizin bir üyesidir. Otopark dediysem, çete dediysem hemen aklınıza otopark mafyaları gelmesin. Ya da gelsin, düşünsenize iki köpek girişte para alıyor, makbuz kesiyor. Para vermeyi reddederseniz ağzını lastiğinize götürüp “öde yoksa ısırırım ha” resti falan çekiyor.
Hayal gücü güzel şey tabi. Neyse bizim çetenin öyle işlerde parmağı (patisi?) yok. Bizimkiler uysal hayvanlar, evcil sokak köpeği olmuşlar. Çevredeki lojmanlardan yemek desteği falan alıyorlar, pek bi uğraşları yok yani anlayacağınız. Vincent da ekibin önemli parçalarından biri. Yok lan değil, ben Vincent’ı bir şey yaparken hiç görmedim ne yalan söyleyim. Sadece üzerine güneş geldiğinde veya ordan araba geçecekse işte yattığı yerden kalktığını gördüm. Zaten o zaman da gidip başka bir yere yatıyor. Eğer ekipte bir şeylerin sorumlusu Vincent’sa o bir şeylerin yerine getirilmesinde ciddi sıkıntılar olur. Sanırım bunu diğer köpekler de düşünmüş olsalar gerek. Gözcü, bekçi tarzı bi görevi olabilir Vincent’ın, tam emin değilim.
Vincent biraz farklı bir köpek. Kendisi bizim yanımıza gelmeden önce bir aktör köpekti. İsminden hatırlamış olabilirsiniz ya da hatırlamamışsınızdır, herkes Lost izleyecek değil sonuçta. Lost’ta da açıkcası çok çalışkan bi köpek değildi, orda burda gezerdi anca işte.
O zamanlar yüzü gülermiş Vincent’ın. Eee ben de havailerden kalkıp ankaraya gelsem gülmezdim artık herhalde. Bi de pislendi biraz üzeri, kendine bakmaz oldu Vincent. Oğlum en azından yattığın yeri bi önce süpür, pislik mislik gitsin öyle yat diyorum ama hiç sallamıyor beni.
Vincent olaylara pek karışmaz. Bazen ormanın ordan başka köpeklerin sesleri falan gelir, bizim otopark tayfasında bir hareketlenmeler başlar ama Vincent pek takılmaz onlara. Zaten ben Vincent’ın havladığına sadece bir kez şahit oldum. Yoğun kar yağışlı bir gecenin ardından arabayı bulunduğu yerden çıkarmaya çalışıyorduk. Arabanın patinaj sesine çok ayar olmuştu o zaman Vincent. Gelip patinaj çeken lastiğe havlamıştı baya. Sanırım geçmişten kötü bir anısını anımsatmıştı ona.
Vincent gidişime biraz bozuldu sanırım. Her ne kadar kendisi biraz duygularını göstermeyen bir köpek olsa da bana karşı hep iyiydi Vincent. Bazen yoldan gelirken beni karşılardı, yani öyle yanıma falan gelmezdi ama ben onun bakışlarından anlardım hoşgeldin abi deyişini. Biraz içine kapanık bir köpek Vincent. Boş vakitlerinde sürekli uzaklara bakıp bir şeyleri düşünüyor, ondan sanırım.
Ben kendini gördüğümde “Vincent!!! Oğlum benim..” derdim. Siz de eğer bir gün Vincent’a bir yerlerde rastlarsanız aynısını deyin. Eğer size de hiçbir tepki vermezse sıkıntısı yoktur demek ki.
Vincent!!! Oğlum benim…